boş sırada kan lekesi
vurulduğum bir tatminsiz boşluk, lise öğrencisi,
kaçtı mı çorabı başkaldırı diyor o yüzden
saçlarını okşamayı seviyorum bağlandım sanışını
paketten çirkin elleriyle seçtiği sigarayla
iki nefes dumana büyük erdemler sığdırışını
korkuyorum bazen sokak upuzun bir tekinsizlik
sırayla harflerini öldüren bir seri katil var
orada değişik yöntemleriyle alfabenin
,yutması durmadan açılıp kapanan bir ağızla a’yı
batıdan ithal bir delişmen bakış saplaması e’nin kalbine
kendi keşfi mimiklerle acı çeke çeke can veren birkaç sessiz,
kilitliyorum kapıları sıkıca çekiyorum perdeleri
karartmada erken başlıyorum unutmaya, keşfederse ya
beni, sıkılmadan harfleri dirilten evinde;
boşluğum, aşığım, o, anlamanın neşesinde
sinirlerini biliyor keserek yolları tıpış tıpış sürükleniyor bana:
bulaşıkları yıkadım, tamam, sevişebiliriz
müziği sen seç, sarsın, sevişebiliriz
son şiirimi bitirdim sayılır, sevişebiliriz
iyi değilim aslında, tarih canımı sıktı, biraz bekle
topladım evi, beynimi, yıkandım mis gibi tamam sevişebiliriz;
aşk diyor dilimi ısırınca, bilse
gidince o en hüzünlü şarkılarda sağaltıyorum kanı;
bırakıp bir kafe sıkıntısında yaşama ihtimalini
koşuyor şuh ama iffet abidesi, bana
en sıkı ben öpüyorum
en sıcak ve soğuk ben okşuyorum
en talepsiz ben sarhoş oluyorum
en acıtmadan ben ısırıyorum boynunu
başka başka boşluklara açılıyoruz süt taştıkça
o devleşen boşluğu devrim sanıyor;
akşam bir bozulmadır ne olsa, durgunlaşmak
toparlayıp tortularını eşelemeye gidiyor, bir polis
kadına ben dökülenleri ezberletiyorum
bir seri katili çağırıyorum tarihten, iyi ki
seri katiller de şairler kadar
kaynakları sömürmekten korkmuyor!
7 mayıs ’06 / ev
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder