Bayrampaşa'da Bir Kavga ya da Niko’dan Eleni’ye Mektup
küçük İskender'e...
O kavgaya mutlaka gitmeliyiz. Döner bıçağı yiyeceğim ben,
çok da istersen küflü hoş bir satır ayarlarız sana da.
Satırı bir spor gazetesinin içinden çıkaracak seninki,
kaç parça koparırsam kârdır diye döner bıçağını öylece
sallayacak şu benim hakkıma düşen.
Felsefeni şöminenin başındaki sehpanın üzerinde,
dergilerini tuvalette bırakarak gelmelisin; gelirken
beraberinde sevgilini de getirmelisin. Sekiz dokuz
kişinin seni aşağı alıp da tekmelemesinden öğrenmeli
seni nasıl terk edeceğini, satırın havaya kaldırılışındaki
rüzgârdan çıkarmalı seni nerenden hangi kıvrımlarla öpeceğini.
O kavgaya mutlaka gitmeliyiz, diyorum, burada anlaşalım!
Mor şarkılarını ve filmlerini de getirme; bırak onlar kendileri
söylenir, bırak onlar kendileri izlenirler bir başlarına.
Dayak atanın ulumaları dayak yiyenin çığlıklarıyla karışsın,
herkesin elleri ve ayakları kopmaya bağlansın şimdi,
Mademki bir şarkı, işte yerde yatıyor;
Mademki bir film, işte şurada sekiz dokuz tane var,
hepsi de Topkapı'dan aldıkları uzun burunlu ayakkabılarıyla
tekmelemeye devam ediyor.
Bedenim gömleği olmuşken zeminin, kendi kanımın sıcaklığında
ısınırken, zorlaya zorlaya açıp gözlerimi sevgilime bakıyorum.
Diyorum ki mutlaka gitmeliyiz o kavgaya, bir sorun çıkarmalı.
Bir göz çıkmalı yuvasından, çıkıp o gürültüde kaybolmalı.
Sol kasığını yalayarak geçmeli o küflü satır, tutup almalısın
satırı onun elinden, derken bir yumruk suratının atlasını dağıtmalı;
zifti henüz dökülmüş yerden, tüm cımbızlar gelse bin asır toplaya-
mamalı –Bak biz bu kavgaya mutlaka gideceğiz, burada anlaşalım!
Sonra paralı tıfıllardan biri çekinerek elini beline atıp
ilk defa doğrultacağı o silahı çıkarmalı –Üstündeyim zeminin, ilikliyor beni
Bak bu kavgada mutlaka öleceğiz, burada anlaşalım!
Ki o tek silah da çıktıysa, Kan’dan başka hiç kimse sağ kalmamalı!
Koskoca bu bütün havanın seccadesi gibi serilmişim yerde dümdüz.
Güç bela kafamı kaldırıyorum biraz, gözlerimde kapalı renkli bir
açıklık oluyor, o aralıktan silinmekle gitmek arası sevgilimi görüyorum yine.
Tinercilerimiz olmalı, diyorum, bizi bıçaklamalılar, bıçaklayıp ırzımızda ip atlamalılar.
Diğer ekip kaç satır önde ya da kaç tekme gerideyiz biz, son yumruğu kim
attı, hangi piçti o? Gözümü gören var mı, işte şu solda beklerdi, o gözümü?
Bu kavgaya gelmekle iyi ettik gülüm, bak onlar için de bir farklılık oldu:
En azından biz giderken dönmeyeceğimizden emindiler, o rahatlıkla
ilk kez ışıkları söndürerek yatabildiler.
Özgür Asan12.09 – suudîbohemian